Şahsi sayfam olan "sefaaksekili.com" a götürüyorum..

18 Eyl 2014

Yalnızca Halkla İlişkiler Ve Tanıtım bölümü okuyan öğrencilerin karşılaştığı olağanüstü durumlar ve sorular vardır. Bu soruların ne hissettirdiğini, cevap verilirken kafadan nelerin geçtiğini sadece bu bölümü okuyan öğrenciler bilir.  Özellikle şunu belirtmek istiyorum. Bu sorular genelde 60 yaş ve üzeri bireylerden gelir.Yer ayırt etmeksizin #halklailişkilervetanıtımcıgilleri bunaltmak için dünyaya gelmiş gibi davranan sevgili amcalarımız, teyzelerimiz birden soru bombardımanına tutmaya başlar bizi ve ilk soru bilindik yerden gelir.
– Öğrenci misin evladım?
– Evet
Evet, bunu dediğimiz an da hazır bulundurduğu bir diğer soruya geçer.
– Peki, hangi bölüm?
-Halkla ilişkiler ve tanıtım, dediğimiz an da karşımızdaki amcamızın yahut teyzemizin kafasını bulandırmış bulunuruz. Ardından yine amansızca karşımızdaki sevimli amca veya teyze sorularına devam eder.
-Ne olacan ki, devlete girebilecen mi?”
Biz vereceğimiz cevapları en anlaşılır hale getirmeye çalışırken sevimli bilginimizin yüzü ekşir ve son soruyu da patlatıverir.
-Öğretmende mi olamadın?
Yine kısacık bir boşluk bırakmaya gelmez; umutsuz bir eda takınarak önerilerini, teselli sözcüklerini yığar önümüze.  “Devletten bir masa kapmaya bak, devlet gibisi yok, devlet, devlet,  devlet..!
Bunlarla da tatmin olmayarak son bir hamle daha patlatır acıyan maskesini yüzüne geçirerek: “Neyse sevdiğin işi yapmakta önemli neticede.  Bir ipin ucundan tut gerisi gelir Allah ’ın izniyle. ” gibi lakırdılarla bizi duygudan duyguya atlatmayı başararak muhabbetin içinden sessizce çekilir ve bizi türlü düşüncelerle baş başa bırakır.
Eğer ki bu yazıyı okuyup da yok bu ben böyle biriyle karşılaşmadım diyorsan büyük konuşma derim. Bir halkla ilişkiler ve tanıtım öğrencisiysen bu sorulardan kaçısın yok! Hepimizin adına bir dua ile yazımı bitirmek istiyorum…
“İnşallah bu sorularla uzun bir otobüs yolculuğunda baş başa kalmayız.”

0 yorum :

Yorum Gönder